Mar 28, 2007 11:56
17 yrs ago
English term
temporally punctiliar
English to Turkish
Art/Literary
Linguistics
grammar
temporally punctiliar ne demek sanırım zamanla alakalı bişi ama çıkaramadım yardımlarınız için teşekkürler (gramer)
Proposed translations
(Turkish)
3 +2 | geçici olarak zaman içerisinde bir noktaya ait olan veya işaret eden | Cagdas Karatas |
4 +1 | anlık (/anlık geçmiş zaman) | Koral Özgül |
4 | zaman (kipi) bakımından noktasal | Tevfik Turan |
Proposed translations
+2
28 mins
Selected
geçici olarak zaman içerisinde bir noktaya ait olan veya işaret eden
temporally: geçici olarak, punctiliar: of or pertaining to a point of time
Bence yorumlarsak böyle bir şey çıkar
Bence yorumlarsak böyle bir şey çıkar
Note from asker:
eyvallah hocam çok çok teşekkürler |
Peer comment(s):
agree |
chevirmen
: Geçmişte bir ana atfeden... Buna daha ne diyeceğiz Yunanca mı öğrenelim bir de.
9 mins
|
keşke öğrenebilseydim hayatta en sevdiğim şarkıların anlamlarını bilecektim böylece, ah bee...
|
|
agree |
Taner Göde
: eyvallah
9 hrs
|
teşekkür ederim
|
4 KudoZ points awarded for this answer.
Comment: "Selected automatically based on peer agreement."
5 hrs
zaman (kipi) bakımından noktasal
Sorduğunuz bu sorular dilbilimin oldukça özel bir alanından bir metne çattığınızı gösteriyor. Aradığınız terimlerin karşılığını biraz zor bulacaksınız. Örneğin punctiliar "düştü" gibi bir an içinde olup biten fiilleri anlatır ("esnedi" böyle değildir). Fakat bunların kesin anlamları olan birer terim olduğunu, dolaylamalarla çevrilemeyeceğini bilmelisiniz. Yukarıda benim önerdiğim "noktasal" bile sadece, benim olsa olsa diyerek yeltendiğim bir yaklaşımdan ibaret. Ayrıca dikkat: temporally (temporarily = geçici değil) tempus'a ilişkin demektir.
Peer comment(s):
neutral |
Cagdas Karatas
: "For a time, temporarily. rare." Oxford English Dictionary
3 hrs
|
+1
21 hrs
anlık (/anlık geçmiş zaman)
Avrupa dillerinde, eylemlerin kapsadığı, işaret ettiği zamanı ifade eden gramer terimi. Literatürde çoğunlukla tek başına "punctiliar" kullanılıyor. Geçmiş zamanlı fiiller arasında bir ayrım sağlıyor.
(Eski) Yunancada fiil çekimiyle sadece zaman değil, eylemin türü de belirtiliyor:
1. Sürekli (kesintisiz, süreğen)
2. Belirsiz (sürekli mi anlık mı belirsiz)
3. Şimdiki zamana etkisi olan geçmiş zaman eylemi (İngilizcedeki past perfect gibi)
Fiil çekiminde kullanılan soneklerle fiilin perfective (tamamlanmış) = punctiliar yahut imperfective (tamamlanmamış) = durative olduğu belirtiliyor.
Aşağıda link'ini verdiğim ilk PDF'ten alıntı:
"English Punctiliar
A punctiliar action is one that occurs at a specific point in time.
Example of Punctiliar: A tidal wave hit the boat.
Example of Continuous: A tidal wave was hitting the boat."
Burada "temporal(ly)" ile birlikte kullanılmasının, anlamı netleştirmek ve yanlış anlamayı önlemek için, güçlendirici nitelikte olduğunu düşünüyorum. Zira Avrupa dillerinde "punctiliar" teriminin kökeni olan "punctum", "nokta" anlamına geliyor ve birinci anlamı zaman değil mekan içindeki nokta.
Dolayısıyla zamansal anlamda noktasallığı anlatmak için "temporally punctiliar" kullanılmış. Oysa Türkçede "anlık" kullandığımızda ayrıca zamansal diye belirtmeye gerek yok.
Fiil çekiminde, geçmişte belirli bir anda olup bitmiş, bir sürece yayılmamış eyleme işaret ediyor. Türkçede aşağı yukarı "yapıyordu, ediyordu" yerine "yaptı, etti" şeklindeki dili geçmiş zaman gibi.
Ben bunu biraz da Ege lehçesindeki "...-ve(r)di" (gelivedi, gidivedi) kullanımındaki anlam vurgusuna benzetiyorum.
Not 1: Her fiil punctiliar olarak kullanılamaz; bazı fiiller anlamı gereği bir sürece yayılır. Ayrıca aynı fiil, çekime göre continuous olarak da punctiliar olarak da kullanılabilir.
Not 2: Aorist (geniş zaman) versus punctiliar (anlık) tartışmasının, Felsefede ve dini metinlerin yorumlanmasında da yeri var (metinde geçen bir fiilin geçmişte belirli bir anda olup biten, süreksiz bir eyleme mi, yaradılıştan sonraki sürece mi, yoksa yaradılış öncesini de kapsayarak tüm ezele ve ebede mi işaret ettiği sorunu).
(Eski) Yunancada fiil çekimiyle sadece zaman değil, eylemin türü de belirtiliyor:
1. Sürekli (kesintisiz, süreğen)
2. Belirsiz (sürekli mi anlık mı belirsiz)
3. Şimdiki zamana etkisi olan geçmiş zaman eylemi (İngilizcedeki past perfect gibi)
Fiil çekiminde kullanılan soneklerle fiilin perfective (tamamlanmış) = punctiliar yahut imperfective (tamamlanmamış) = durative olduğu belirtiliyor.
Aşağıda link'ini verdiğim ilk PDF'ten alıntı:
"English Punctiliar
A punctiliar action is one that occurs at a specific point in time.
Example of Punctiliar: A tidal wave hit the boat.
Example of Continuous: A tidal wave was hitting the boat."
Burada "temporal(ly)" ile birlikte kullanılmasının, anlamı netleştirmek ve yanlış anlamayı önlemek için, güçlendirici nitelikte olduğunu düşünüyorum. Zira Avrupa dillerinde "punctiliar" teriminin kökeni olan "punctum", "nokta" anlamına geliyor ve birinci anlamı zaman değil mekan içindeki nokta.
Dolayısıyla zamansal anlamda noktasallığı anlatmak için "temporally punctiliar" kullanılmış. Oysa Türkçede "anlık" kullandığımızda ayrıca zamansal diye belirtmeye gerek yok.
Fiil çekiminde, geçmişte belirli bir anda olup bitmiş, bir sürece yayılmamış eyleme işaret ediyor. Türkçede aşağı yukarı "yapıyordu, ediyordu" yerine "yaptı, etti" şeklindeki dili geçmiş zaman gibi.
Ben bunu biraz da Ege lehçesindeki "...-ve(r)di" (gelivedi, gidivedi) kullanımındaki anlam vurgusuna benzetiyorum.
Not 1: Her fiil punctiliar olarak kullanılamaz; bazı fiiller anlamı gereği bir sürece yayılır. Ayrıca aynı fiil, çekime göre continuous olarak da punctiliar olarak da kullanılabilir.
Not 2: Aorist (geniş zaman) versus punctiliar (anlık) tartışmasının, Felsefede ve dini metinlerin yorumlanmasında da yeri var (metinde geçen bir fiilin geçmişte belirli bir anda olup biten, süreksiz bir eyleme mi, yaradılıştan sonraki sürece mi, yoksa yaradılış öncesini de kapsayarak tüm ezele ve ebede mi işaret ettiği sorunu).
Example sentence:
Example of Continuous: A tidal wave was hitting the boat.
Example of Punctiliar: A tidal wave hit the boat.
Discussion